MÜSVETTELER
Yazmayayım diyordum.
Biliyorum yazmamam gerek
Kusmamalıyım diyorum
Biliyorum kusmamam gerek.
Ama insanı çileden çıkartan müsvetteler olunca, içimdekileri kusmamak ne mümkün.
Bir insanoğlunun bir insanoğluna yapabileceği en ağır darbeyi gözünün içine bakabaka attıktan sonra, nasıl bir pişkinlik bu, nasıl bir yüzsüzlük anlayabilmiş değilim.
İnsan içine çıkmaya yüzü olmayan küçük “insan”ların kendilerini olduklarından farklı gösterme çabalarını anlayamıyorum. Aynaya bakmaya bile yüzü olmazken, nefes alması bile hayata karşı yeterince kabalıkken, cenazesini ve günahlarını yıkayacak imam bulması bile mucizeyken hala “insan” taklidi yapmalarını anlayamıyorum.
10 yıllık çalışmamın sonucunda bankadaki tüm parayı, tüm birikimlerimi, tüm varlığımı verip, bir gömlekle yaşam arenasına atıldığım için, buna rağmen hala 3 kuruşun hesabını yaptığı için, kendi ailesi, ve benim arkadaşalarım dahil herkesi yalan bir senaryoya boğmasına rağmenbile bile sustuğum için, “bir küçüğün”, yüzü suyu hürmetine iki “can”ın yaşamasına, hayatlarının bozulmadan devam etmesine izin verdiğim, kan akıtmadığım için yanlış mı yaptım acaba?
Yapılması gerekeni değil, doğru olanı yapmak bu kadar zor olmamalı hayatta, susmanın nedeninin zayıflık değil, erdem olduğunu anlamaları gerek artık müsvettelerin.
Aslında kendime söz vermiştim.
“Herkese hakettiği gibi davranacağım”
Katil’e katil gibi
Hırsız’a hırsız gibi
Ahlaksız’a ahlaksız gibi…
Ama dedim ya “bir küçüğün” yüzü suyu hürmetine, öfkemle kendimi boğdum
sustum… sustum… sustum…
Bu saatten sonra hesaplarını bana değil Allah’a verecek olanlarla işim olmaz diyerek avuttum…
Yeni bir hayat kurmak ve bazı insanların bi haber oldukları BABA görevini yerine getirmek zorundayım…
Önce KIZIM, sonra kendim için…
Konuşturmayın beni…
Sakın ha konuşturmayın!!!
<< Home